Bu nedenle yazarlar, SG için ameliyat sonrası zımba hattı sızıntısını, ameliyat sonrası kanamayı, 30 günlük ölüm oranlarını ve IOLT ile ameliyat sırasında sızıntı testi yapılmayan 30 günlük yeniden yatış oranlarını karşılaştırmak için bir meta-analiz yürüttüler.
Dahil etme kriterlerini karşılayan altı çalışma (2016 ve 2022 arasında yayınlanmış) belirlediler; 324.264’ü IOLT grubuna ve 145.324’ü NIOLT grubuna atandı. Tüm çalışmalarda, sızıntıyı test etmek için hava enjeksiyonu kullanılan veya metilen mavisi kullanılan intraoperatif endoskopik veya endoskopik olmayan yöntemler (nazo/orogastrik tüp yerleştirme) gerçekleştirildi. Araştırmacılar, altı çalışma arasında düşük bir istatistiksel heterojenlik olduğunu (I² = %0, o = 0,56) kaydetti, bu nedenle meta-analiz için sabit etki modeli kullandılar.
Sonuçlar
Analizde SLL oranının IOLT grubunda %0,38 (1221/324,264) ve NIOLT grubunda %0,31 (453/145,324) olduğu bildirildi. Meta-analiz, postoperatif stapler hattı sızıntısının NIOLT grubunda IOLT grubuna göre daha düşük olduğunu gösterdi (OR=1,27; %95 CI: 1,14-1,42, p=0,000).
Alt grup analizi yapıldıktan sonra, metilen mavisi testinin kullanıldığı iki çalışmaya dahil edildi ve IOLT grubunda ameliyat sonrası zımba hattı sızıntı oranı %0,25 (356/142 673) iken, NIOLT grubunda %0,23 (98/42 317) olarak bulundu. IOLT grubu ve NIOLT grubunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (OR=1,09; %95 CI: 0,87–1,36, p=0,458). IOLT grubunda hava üfleme veya metilen mavisi boya kullanılan üç çalışmada, ameliyat sonrası zımba hattı sızıntı oranı IOLT grubunda %0,44 (259/59 110) iken, NIOLT grubunda %0,34 (198/57 534) olarak bulundu. Ameliyat sonrası stapler hattı kaçağının NIOLT grubunda IOLT grubuna göre daha düşük olduğunu bildirdiler (OR=1.22; %95 CI: 1.02-1.48, p=0.033).
Ameliyat sonrası kanama bildiren üç çalışmada (279.216 hasta), IOLT grubunda oran %0,59 (1059/178 112) ve NIOLT grubunda %0,76 (766/101 104) idi. Meta-analiz, ameliyat sonrası kanamanın IOLT grubunda NIOLT grubuna göre daha düşük olduğunu gösterdi (OR=0,79; %95 CI: 0,72-0,87, p=0,000).
Dahil edilen çalışmalardan ikisinde hastaların 30 günlük ölüm oranının IOLT grubunda %0,1 (103/143 776) ve NIOLT grubunda %0,1 (33/42 312) olduğu
bildirilmiştir. Orta düzeyde heterojenlik nedeniyle (I2=%66, p=0,08), meta-analiz için rastgele etki modeli kullanıldı ve iki grup arasında 30 günlük ölüm oranlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (OR=0,36; %95 CI: 0,03-5,09, p=0,45).
Toplamda, IOLT grubunda hastaların %1,78’i (5700/320.333) ve NIOLT grubunda hastaların %2,28’i (1.794/142.996) 30 günlük yeniden yatış oranlarına sahipti. IOLT grubu ile NIOLT grubu arasında 30 günlük yeniden yatış oranlarında anlamlı bir fark yoktu (OR=0,98; %95 CI: 0,94-1,02, p=0,33).
Yazarlar, NIOLT’nin IOLT’ye kıyasla daha düşük bir postoperatif zımba hattı sızıntısı oranına sahip olmasının olası bir açıklamasının, postoperatif sızıntının test mekanizmasındaki bir arızadan kaynaklanabileceği hipotezini ileri sürmektedir. Kalibrasyon tüpünün zımbalamadan önce midede zaten mevcut olduğunu açıklamaktadırlar. Test gerçekleştirilmek üzereyken, kalibrasyon tüpü kademeli olarak üst mideye doğru çekilir ve ardından test gerçekleştirilir. Bu nedenle, zımba hattı yaralanması riskini azaltarak tüpün yerleştirilmesine gerek kalmayabilir.
Yazarlar, “IOLT’yi gerçekleştirmenin sistematik bir yolunu öneren prospektif çalışmalara hala ihtiyaç var,” sonucuna vardı. “Belki de manometrik faktörleri IOLT’ye dahil eden daha ileri çalışmalar düşünülmelidir.”
Bulgular, Uluslararası Cerrahi Dergisi’nde yayınlanan ‘Sleeve gastrektomi için ameliyat sonrası sonuçların, ameliyat sırasında kaçak testi uygulanarak ve uygulanmayarak karşılaştırılması: 469.588 vakanın sistematik incelemesi ve meta-analizi’ başlıklı makalede bildirildi.